SENİNLE YA DA SENSİZ

5_seninle_ya_da_sensizBitmeyen bir duygu vardı bildiği onu sevdiği ve her şeye rağmen seveceği… Gerçekten sevmek buydu işte koşulsuzca. Her koşulda sorgulamaksızın, anlayarak, kabullenerek...

Çok iyi biliyordu ki hayat onla da onsuz da güzeldi…

Güneşli bir günün akşamında sahilde içkisini yudumluyordu... Her yudumda içinde bir şeyler yerinden kıpırdıyor, kopuyordu... Gevşedikçe içindeki sevgi ağacı sulanıyordu adeta. Ve sevmenin uyandırdığı coşku onu daha da keyiflendiriyordu…

Sevgisi henüz içindeydi, sözcüklere kimi zaman dökülmüştü ama birliktelik için yeterli değildi. Yaşam sürüyordu, onunla da onsuz da…

Gün batımı tüm kızıllığıyla ve görkemiyle karşısındaydı. Her an daha da kızarıyordu güneş... Bulutlar pembeden kırmızıya dönmüştü yer yer… Mavi, pembe kırmızı, kızıl. Gökyüzü renk cümbüşü içindeydi...

Ne zaman güzel bir şey yaşasa hemen sevdiği gelirdi aklına, keşke birlikte yaşasaydık bu güzellikleri diye iç geçirirdi. Her seferinde bilirdi ki yaşam hep güzeldi onunla da onsuz da…

Bir gün ansızın sesini telefonun ucunda işitti. Kulaklarına inanamıyordu... Rüyada gibiydi ama hayır, oradaydı ve her şey gerçekti. Havadan sudan derken buluşmaya karar verdiler. Buluşma anına kadar heyecandan yerinde duramıyordu... Nihayet karşısındaydı... Biraz durgundu, bakışları derindi belli ki mutsuzdu… Sohbete başladılar. Ona sevgilisinden bahsetti, ayrılmışlardı ve acı çekiyordu... Onu dinledi, o onu severken o bir başkasını sevmekten söz ediyordu. İçi ürperdi biraz da acıdı… Kendi sevgisi içinde büyürken onu bir başkasıyla paylaşmalıydı, onu sevgiyle kucakladı ve acısını paylaştı, dinledi, teselli etti… İşte yaşam böyle bir şeydi… Bazen severken kazanır bazen de severken kaybeder insan. Kim neyi kaybetmişti? Kim kime sahip olmuştu ki? Sözsüzlüğe kadar sevgilisiyle kalabilen olmuş muydu? Kaybedilen bir şey mi vardı? Bitmeyen bir duygu vardı bildiği onu sevdiği ve her şeye rağmen seveceği… Gerçekten sevmek buydu işte koşulsuzca... Her koşulda sorgulamaksızın, anlayarak, kabullenerek... Çünkü her insanın ihtiyacı olan deneyim farklıydı. Ve herkes kendi deneyimi ile sınanacaktı.

Gerçekten sevebilmek sevdiği ne yaşıyorsa yaşasın her şeye rağmen sevmeyi barındırıyor içinde. O beni sevmezse ben de onu sevmem kalpten gelen bir düşünce değildi ona göre. Kalpten gelen her düşünce de esneklik, anlayış, merhamet ve derin bir sevgi vardı. Öyle ya o sevdiyse karşısındaki onu sevmek zorunda değildi ki... Yaşadığı kendi içindeki sevgiydi ve sorumluluğu ona aitti. Bu sevgi karşılık bulurdu ya da bulmazdı, karşılık bulacak diye sevmezci insan... Öyle olursa duruma hakim olan akıl, mantık ve egolarımızdır. Sevgi ise kalpten gelir, içinde koşulsuzluğu, kabulü, özgürlüğü barındırır. O beni sevmiyor diye sevgiden vazgeçemez ki insan! Çıkarsızca ve koşulsuzsa sevgi her zaman vardır, her zaman büyür, güçlenir, güçlendirir. Ve böylesine bir sevgi içinde acıyı barındırmaz, şefkati, merhameti, anlayışı ve içtenliği barındırır.

Sevgiyle uğurladı onu... Paylaştıklarını kaybetmek olarak algılamadı... Kendini terk edilmiş ya da ihanete uğramış hissetmedi. Çünkü o olsa da olmasa da o kendisiyle barışıktı ve hiç kimsenin onun o anda hissettiği güç ve huzurdan daha fazlasını veremezdi ki. Kendi değerini biliyordu. Bu nedenle sevgisi sınırsız ve koşulsuzdu... Çok iyi biliyordu ki hayat onunla da onsuz da güzeldi...

En derin sevgileri yaşamanız dileklerimle.

Sevgiyle kalın

Fotoğraf: Nick Kenrick ~ Flickr
Creative Commons Attribution 2.0 Generic (CC BY 2.0)

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.