Anlaşılmak! Toplum erkeklere duygularını özgürce yaşama hakkı vermez...
Erkek olmak kolay mıdır? Bu sorunun türlü cevapları vardır elbette ancak erkekler dünyaya geldikleri andan itibaren her kültürde farklı imajlara bürünürler.
Genellikle gözlenen bütün toplumlarda erkeklere yüklenen duygular, sorumluluklar hemen hemen aynıdır. Erkeklerin insan oldukları gerçeği unutularak bazı duyguların yaşanması onlara adeta yasaklanmıştır. Çocukluklarından itibaren bu yasaklar onlara önce anne ve babaları sonra da toplum tarafından öğretilir. Bu öğreti onların yapılarına uygun mudur bu hiç araştırılmaz!
Örneğin erkekler ağlayamaz! Ağlarlarsa bu onların zayıf oldukları anlamına gelir ki toplum için bu kabul edilmez bir durumdur. “Güçlü erkek ağlamaz.”, yumuşak tepkiler veren erkekler de yargılanırlar. Yumuşaklık kadınlara özgüdür, böyle davrandıklarında erkekler “Sen kadın mısın?” sorusuyla karşılaşırlar. Erkekler sert mizaçlı olmalıdır; 'Çelik gibi...', duygularını diledikleri gibi ifade edemezler, imajları sarsılır. Dünyanın belli bölgelerinde erkekler sevdiklerini bile dile getiremezler ki erkeklerin çoğunun kalp problemi yaşamasının altında sevginin ifadesizliği gerçeği yatar. Erkekler savaşmalıdır, kazanmalıdır, aksi durumlarda istenen, arzu edilen, takdir edilen kişiler olamazlar. Korkularını yaşamalarına izin verilmez, hatta korkularını belli bile etmemelidirler.
Oysaki onlarda tüm insanlar gibi aynı özelliklerle dünyaya gelmişlerdir. Doğuştan getirdiğimiz sevinç, korku, öfke, üzüntü gibi dört temel duygumuzu ifade etmek özgürlükleri varken; bu duygular toplumların, kültürlerin kuralları gereği adeta ellerinden alınmıştır. Bu da onların kendileri olma yolundaki gelişimlerinde büyük engeller oluşturmaktadır.
Tüm bunlar dikkate alındığında kadın erkek ilişkilerindeki iletişimsizliğin ne anlama geldiği açıktır. Kadınlar kendileri olma özgürlükleri ellerinden alınmış erkeklerle beraberliklerinde mutsuzluk yaşamaktadırlar. Birlikte oldukları erkeklerden sorumluluklarını yerine getirmelerini beklemektedirler. Oysa erkeklerse kendilerine yüklenen sorumluluklar altında kendilerinin anlaşılmasını beklerler. Ve iletişimsizlik sürer gider…
Bu bağlamda geleceğin erkeklerinin anne ve babalarından; çocuklarının kendilerini değerli hissedebilmelerini, kendi içsel güçlerini kazanmalarını, kendilerini tüm doğallıklarıyla ifade edebilmelerini sağlamaları beklenmektedir.
Sevgi ve ışıkla kalın
Fotoğraf: Chris Connelly - Flickr
Creative Commons Attribution 2.0 Generic (CC BY 2.0)
Web Sitesi Hizmeti ~ www.altanakay.com
